Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp
Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Habib Bilen, Türkiye'de
şeker hastalığının (diyabet) oldukça kötü olduğunu, her 100 kişinden 14’nde
şeker hastalığının görüldüğünü belirterek, "Bunun iki nedeni var. Hem
beslenme alışkanlığı hem de spor yapılmıyor. Ülkemizde birinci sarada yer alan
kalp hastalıkları ölümlerinin altında da ‘şeker hastalığı’ var " diye
söyledi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji
Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Habib Bilen, "Türkiye'de diyabet hastalığı
toplumun %14.5 inde görülmektedir. Bu oran dünya genelinde %10.5 ve Avrupa
kıtasında ise %9 civarındadır. Ülkemizde daha sık görülmesi birçok faktör ile
ilişkilendirilmektedir. Bunlar arasında; beslenme alışkanlıkları, şişmanlık
(obezite sıklığı), hareketsiz yaşam tarzı, hızlı kentleşme ve genetik yatkınlık
gibi bazı nedenler sayılabilir. Neden ne olursa olsun gelecekte de ülkemizde
diyabet hastalığının sık görülen bir hastalık olacağı tahmin edilmektedir. Buna
ilave olarak hastaların yaklaşık %50 si diyabet hastası olduğunun farkında değildir"
şeklinde söyledi.
"Kalp
hastalıklarına davetiye çıkarıyor"
Şeker hastalığının kalp ve damar hastalıklarına davetine çıkardığını vurgulayan
Prof. Dr. Habib Bilen, " Dünya genelinde önde gelen en önemli ölüm nedeni
kalp damar hastalıklardır. Diyabetli hastalarda kalp hastalığı görülme sıklığı
4 kat daha fazladır. Bütün nedenlere bağlı kalp ölümlerinin 1/3 ü diyabete
bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Diyabetik hastalarda görülen kalp
hastalıkları; Koroner Arter Hastalığı (KAH) ve Kalp Krizi (Miyokard Enfarktüsü),
kalp yetmezliği (yapısal bozukluk), Serebrovasküler Hastalıklar (İnme),
Periferik Arter Hastalığı ( kalp dışı birçok damarda ve özellikle bacak
damarlarında kanlanma bozukluğu) gibi hastalıklardır. Bu durumlara sürekli ve
kontrolsüz kan şekeri yüksekliğine maruz kalma, insülin direnci, hipertansiyon,
obezite, kan yağlarındaki bozukluklar, sinir sistemi bozuklukları ve böbrek
hasarı katkıda bulunmaktadır. Ayrıca diyabet hastalığı diyalize neden olan
kalıcı böbrek hastalığı, görme kayıpları, ayak yaraları ve uzuv kaybı, sinir
sistemi hastalıkları, enfeksiyonlar için de önemli bir risk faktörüdür."
"Spor yapın
haraketli yaşamınız olsun"
" Avrupa’da en sık diyabet görülen ülke olan Türkiye’de eğer gerekli
önlemler alınmaz ise 2045 yılında ülkemiz nüfusunun beşte birinin diyabetli
olabileceğine dair tahminler yapılmaktadır" diyen Prof. Dr. Habib Bilen,
" Bu nedenle diyabete bağlı kalp hastalığı nedenli ölüm riski ve ilişkili
diğer hastalıklar nedeni ile ekonomik maliyetler de önemli derecede artış
gösterecektir. Toplum temelli ulusal eylem planları ( düzenli spor, hareketli
yaşam tarzı ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazandırılması), gıda
endüstrisi ile ilgili düzenlemeler, erken tanı ve uygun tedavi uygulamaları ile
bu durumdan kaçınmak mümkün olabilecektir. Bunun dünyada başarılı uygulamaları
mevcuttur. Örneğin Finlandiya’ da yapılan ulusal diyabet önleme programı ile 10
yıl içeresinde riskli bireylerde diyabet gelişim riski %58 oranında
azaltılmıştır" diye anlattı.
"Atatürk
Üniversitesi’nde her türlü tedavi mevcut"
Erzurum Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde, diyabet hastalarının
tedavilerin başarılı bir şekilde yapıldığını hatırlatan Prof. Dr. Habib Bilen,
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları
Kliniği kuruluşundan bu yana Erzurum ili ve çevresindeki yaklaşık 11 vilayete
referans klinik olarak hizmet vermekte olduğunu ve Erzurum’un yanı sıra
Bayburt, Kars, Ağrı, Iğdır, Muş, Bingöl, Erzincan, Ardahan ve diğer illerden de
gelen hastaların tedavi ve takiplerinin yapıldığını belirtti.
Prof. Dr. Habib Bilen , " Endokrinoloji bilim dalı
temel olarak hormon ve metabolizma hastalıkları ile ilgili bir kliniktir. Bu
kapsamda genel olarak; diyabet ve metabolik hastalıklar, tiroid bezi
hastalıkları, endokrin hipertansiyon ve böbrek üstü bezi hastalıkları, kemik ve
mineral metabolizması bozuklukları, üreme endokrinolojisi gibi birçok
hastalığın tanı, tedavi ve izlemleri yapılmaktadır. Kliniğimizde; Dinamik
hormon testleri, Endokrin görüntülemeler (ileri radyolojik ve nükleer Tıp
Teknikleri), Metabolik cerrahi öncesi ve sonrası endokrinolojik değerlendirme,
Tip 1 Diyabetli hastalarda karbonhidrat sayımı ve pompa tedavisi hazırlık
uygulamaları da yapılmaktadır" bilgisini verdi.