Prof. Dr. Eda Kepenekli, "RSV respiratuar sinsityal virüs olarak
biliniyor. Dünya genelinde bebeklerde ve erken çocukluk döneminde alt solunum
yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Genellikle
soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olsa da aynı
zamanda akciğerleri etkileyip ciddi alt solunum yolu enfeksiyonlarına (zatürre
ve bronşiyolit) yol açıyor" dedi.
Prof. Dr. Eda Kepenekli, mevsimsel geçişlerde özellikle bebekler ve çocuklar
için bir sağlık sorunu olan solunum sinsityal virüsü (RSV) ile ilgili
bilgiler verdi. Prof. Dr. Kepenekli, "RSV solunum sinsityal virüsü olarak
biliniyor. Dünya genelinde bebeklerde ve erken çocukluk döneminde alt solunum
yolu enfeksiyonlarının en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Genellikle
soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olsa da aynı zamanda
akciğerleri etkileyip ciddi alt solunum yolu enfeksiyonlarına (zatürre ve
bronşiyolit) yol açıyor" dedi.
"RSV, 1 yaşından küçük bebeklerin
yüzde 80'ini etkiliyor"
Prof. Dr. Eda Kepenekli, kış sezonunun başlamasıyla birlikte daha çok görülmeye
başlayan RSV ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Bu virüs tüm
zatürrelerin yaklaşık yarısından ve bebeklik döneminde görülen bronşiyolitin
ise neredeyse yüzde 90'ından sorumlu. Bu veriler ışığında şunu söyleyebiliriz
ki bebeklerde RSV solunum yolu enfeksiyonlarının özellikle de alt solunum yolu
enfeksiyonlarının en önemli nedenlerinden biri. Dünya Sağlık Örgütü
(DSÖ) verilerine göre, RSV'nin çocuklardaki akut solunum yolu enfeksiyonlarının
yüzde 60'ından ve 1 yaşın altındaki bebeklerde ise yüzde 80'inden sorumlu olduğu
tahmin ediliyor. Çocukların neredeyse yüzde 90'ı ise 2 yaşına kadar en az bir
kez enfekte oluyor. Destek tedavileri yapılmış bebek ve çocuklarda ilerleyen
dönemde tekrarlayan kronik akciğer hastalığı geliştirme riski bulunuyor.
Geçtiğimiz yıllarda, yapılmış bir dizi çalışma bebeklik döneminde şiddetli RSV
enfeksiyonları ile daha sonraki çocukluk döneminde astım gelişimi arasında bir
ilişki olduğunu gösteriyor" dedi.
Dr. Kepenekli virüsün ciddi sonuçlarına dikkat çekerek, "Ne yazık ki, RSV
dünya genelinde bebek ve küçük çocuklarda önemli bir ölüm nedeni olmaya devam
etmektedir. RSV'ye yönelik kesin bir tedavi bulunmadığından, RSV nedeniyle alt
solunum yolu enfeksiyonu geçiren bebek ve çocuklarda hastalık zaman zaman
ölümle bile sonuçlanabiliyor" dedi.
"RSV virüsü diğer solunum virüsleri
ile karıştırılmamalı"
RSV belirtilerinin diğer hastalıklarla benzerlik gösterdiğini vurgulayan Prof.
Dr. Eda Kepenekli, "RSV virüsünün neden olduğu belirtiler, influenza
(grip) ve COVID-19 gibi diğer solunum yolu virüslerine benzediği için kolayca
karıştırılabiliyor. RSV virüsünün neden olduğu yaygın belirtiler burun
akıntısı, burun tıkanıklığı, öksürük, hapşırma, ateş, iştahsızlık, hırıltı ve
nefes almada zorluktur. Özellikle küçük bebeklerde huzursuzluk, beslenme sorunları
ve solunum güçlüğü de ortaya çıkabilir. Tüm dünyada RSV mevsimsel bir seyir
izler ve ortalama 5 ila 6 ay sürer. Başlangıçları genellikle kış aylarına denk
gelir. Ülkemizin de içerisinde olduğu kuzey yarım kürede Eylül ayı itibarıyla
RSV enfeksiyonları görülmeye başlar. Ancak son yıllarda ilkim değişikliği, hava
kirliliği ve yakın geçmişte yaşadığımız COVİD-19 pandemisinin etkisiyle RSV
enfeksiyonlarının daha erken aylarda görülmeye başlandığı da bilinmektedir.
Burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı ve ateş gibi şikayetler ise RSV,
influenza (grip), COVİD-19 ve diğer solunumsal virüslerde ortak belirtiler
arasında. Bu nedenle sıklıkla hangi virüsün etken olduğunu anlamak için testler
yapılıyor. Bazen hasta birden fazla solunumsal virüs ile enfekte olabiliyor.
Tabii bu durum hastalığın klinik şiddetinin daha ağır seyretmesine neden
olabilir" şeklinde konuştu.
"RSV, bulaş oranı çok yüksek bir
virüs"
RSV'den korunmak için burun akıntısı, ateş ve öksürük gibi solunum yolu
enfeksiyonu belirtileri olan bebek, çocuk ve erişkinlerin diğer insanlardan
temasının kısıtlanmasının ve yaşı uygunsa maske kullanmasının hastalığın
kontrolünde oldukça önemli olduğunu belirten Dr. Kepenekli, "Çünkü
biliyoruz ki, RSV son derece bulaşıcı bir hastalık. Öpüşme, bardak veya çatal-kaşık
paylaşımı gibi yakın temas durumlarında tükürük veya burun akıntısı yoluyla
kişiden kişiye kolaylıkla bulaşıyor. Yıkanmamış ellerde RSV, 30 dakika veya
daha uzun süre hayatta kalabilir, bu nedenle el yıkamak hastalığın kontrolünde
bir diğer önemli koruyucu önlem olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanında, son
yıllarda Amerika Birleşik Devletleri ve bazı diğer ülkelerde yaşlı bireylerde
ruhsat almış RSV aşıları, bebekleri korumak için gebe aşılamaları ve bebeklere
RSV'ye karşı antikor (RSV antijenlerine karşı oluşturulan bağışıklık proteini)
uygulamaları yapılıyor. Ülkemizde ise şu an yüksek riskli bebekler için
ruhsatlı bir antikor bulunuyor. Ancak ABD ve birçok ülkede ruhsatlı ve
kullanımda olan bir diğer RSV antikoru hem sağlıklı hem de yüksek riskli bebekler
için uygulanmakta. Yürütülen çalışmalar, bu uygulamaların hem hastalık yükünü
hem de hastane yatışlarını azaltmada etkili olduğunu gösteriyor" dedi
"Ebeveynlerde RSV farkındalığı
güçlenmeli"
RSV, her ne kadar "soğuk algınlığı" olarak bilinen hastalıktan
sorumlu virüslerden biri olsa da, dünya genelinde bebeklik ve erken çocukluk
döneminde alt solunum yolu enfeksiyonlarının (zatürre, bronşiyolit) en önemli
nedeni. Alt solunum yolu enfeksiyonlarının bebek ve çocuklarda kötü sonuçlar
oluşturabileceğinin unutulmaması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Eda Kepenekli,
"Yakınmaları olan bebek ve çocukların mutlaka hekim tarafından
değerlendirilmesi gerekir. Ailelere göre önemli olmayan bir belirti ve bulgu,
ciddi bir hastalık için önemli bir belirteç olabilir. Neredeyse iki yaşına
kadar çocukların yüzde 90'ı RSV ile enfekte olsa da, geçirilen enfeksiyona
karşı oluşan bağışıklık kişinin yeniden enfeksiyon geçirmesine karşı yeterli
bir koruma sağlamaz. Bu nedenle maalesef aynı sezonda bile tekrarlayan enfeksiyonlara
rastlıyoruz. Yani ‘Bebeğim bir defa RSV enfeksiyonu geçirdi, bir daha RSV'den
etkilenmez' inancı ne yazık ki yanlıştır. Ebeveynlerde RSV farkındalığının
güçlenmesini bu nedenle önemli buluyorum" dedi.