Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, bu sene tercihini tıp fakültesinden yana kullanacak üniversite adayları için altın değerinde tavsiyeler verdi. Tıbbın sıralamadan ibaret olmadığını belirten Prof. Erdöl, “Tıbbı seçmek bir mesleği değil, bir hayat tarzını seçmektir. Sabahı olmayan nöbetleri, ertelenmiş uykuları, ama en çok da iyileşmiş bir hastanın duasını seçmektir. Bu yol, yalnızca zekâya değil, sabra, dayanıklılığa ve vicdana çıkar” dedi.
Kaynak: Yeni
Şafak - Aybike Eroğlu
Üniversite tercih maratonunda son düzlüğe girildi. Geleceğin
sağlık ordusuna katılmak isteyen pek çok aday, aslında bir meslekten çok, bir
yaşam tarzını da seçecek. Tıbbın hayat boyu sürecek bir yolculuk olduğunu
belirten Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl,
tıp fakültesi tercihinin test kitaplarının kapandığı, ama asıl sınavın
başladığı nokta olduğunu söyledi.
Bu mesleğin sıralamadan ibaret olmadığını ifade eden Erdöl,
“Tıp aklın bilgisi, kalbin terazisidir. Tıbbı seçmek bir mesleği değil, bir
hayat tarzını seçmektir. Sabahı olmayan nöbetleri, ertelenmiş uykuları, ama en
çok da iyileşmiş bir hastanın duasını seçmektir. Bu yol, yalnızca zekâya değil,
sabra, dayanıklılığa ve vicdana çıkar” dedi.
Bilgiyle değil
yürekle yapılır
Uzun soluklu tıp eğitiminin, yoğun çalışma temposu ve
sorumluluk bilinci açısından kritik bir karar olduğunu anlatan Erdöl, “Tıp,
insanın insanla imtihanıdır. Bir kalbin son çırpınışına şahit olmak, bir
annenin gözlerinde umudu görmek, bir çocuğun ateşini düşürmek. Yani hekimlik
yalnızca bilgiyle değil, yürekle yapılan bir meslektir. Tıp eğitimi ise bu ağır
mesuliyeti taşımayı öğrenmenin ilk adımıdır” diye konuştu.
Ömür boyu devam eden
bir adanmışlık
40 yılı aşkın hekimlik deneyimine sahip olan Erdöl,
"Tıbbı seçenler bir meslek değil, ömür boyu devam eden bir adanmışlığı
seçiyor. Her üniversite bilgi verir ama her üniversite iyi hekim yetiştiremez.
Doğru fakülte seçimi ise dokunacağınız binlerce hayatın geleceğini
etkiliyor" şeklinde anlattı.
Kimler tıbbı tercih
etmeli?
İyi hekim olmak isteyenlerin insanları, bilhassa çocukları,
hayvanları ve bitkileri sevmesi gerektiğini vurgulayan Erdöl, yaratılan her
şeyi yaratandan dolayı sevmenin ilk kural olduğunu vurguladı.
Empati, dayanıklılık,
ilime merak şart
Hastanın tahlil sonucunu değil, yüzündeki kaygıyı
okuyabilenlerin hekimliği seçmesi gerektiğini anlatan Erdöl, “Yoğun ders
programı, sınavlar, nöbetler. Bunları ancak sabırlı olanlar kaldırabilir. Tıbbı
seçenler sabırlı, zorluklara dayanıklı ve disiplinli olmalı. Tıp sürekli
değişen her gün yeni bilgilerin gün yüzüne çıktığı bir alan. Seçimini bu
alandan yana yapanların bilime meraklı olması, yeni bilgiler öğrenmeye açık
yaşaması şart” ifadelerini kullandı. Erdöl’e göre, stresi yönetemeyenler,
empati yönü zayıf olanlar, uzun eğitime tahammül edemeyenler ve yoğun tempo
yerine rahat meslek arayanlar hekimliği kesinlikle seçmemeli.
Tıp teoriden ibaret
değil
Tercih maratonu 14 Ağustos'ta sona erecek. Tercihi tıp
fakültesinden yana olanlara bazı tavsiyeler veren Erdöl, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Fakültenin sağlayacağı imkânlar, eğitim kalitesi ve
mezuniyet sonrası açacağı yollar önemli. Temel tıp laboratuvarları ve anatomi
mesleğin temelini oluşturur. Bu yüzden laboratuvarlarda deney imkanı ve
bilhassa kadavra eğitimi, ileride büyük avantajlar sağladığı için tercih öncesi
fakültelere kadavra eğitimi mutlaka sorulmalı. Tıp teoriden ibaret değil. Erken
dönemde hasta görebileceğiniz, geniş kapasiteli araştırma ve uygulama
hastanelerine sahip fakülteler, mesleki uyumu kolaylaştırır. Ayrıca eğitim verecek
hocaların yetkinliği, öğrenciye yaklaşımı ve klinik deneyimi, tıp eğitiminin
niteliğini ortaya koyar. Ülkemizde tıp eğitiminin kökleri 1827’de açılan
Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’ye uzanıyor. Bu köklü mirası geleceğe taşımak için
tıbbı seçen gençlere en iyi eğitimi sunmak şart."
Bilimsel üretkenlik
önemli
Tıp fakültesi tercihlerinde uluslararası imkanların yanı
sıra akreditasyon, şehir ve yaşam koşulları, teknolojik altyapı da kritik öneme
sahip. Henüz akredite olmamış yeni fakültelerin kadro, müfredat düzeni ve
uygulama imkânlarının yakından incelenmesi gerektiğini hatırlatan Erdöl, “CWTS
Leiden, QS World University Rankings, Shangai Ranking, Times Higher Education
(THE) gibi uluslararası derecelendirme kuruluşları, üniversiteleri bilimsel
üretkenlik, akademik itibar, araştırma etkisi ve uluslararası görünürlük
açısından değerlendiriyor. Bazı üniversiteler genel sıralamada orta seviyede
olsa da sağlık alanında çok önde olabiliyor. Ulusal sıralamalar olarak bilinen
YÖK Atlas verileri, fakültelerin öğrenci tercih yoğunluğunu ve TUS başarı
oranlarını gösteriyor” değerlendirmesi yaptı.