Fiziksel ve psikolojik olmak üzere ikiye ayrılan bağımlılık, toplumu tehdit eden bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriliyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Doğan Bektaş, kronik bir rahatsızlık olan bağımlılıkta kişinin ömür boyu bağımlılık riski olan madde ve davranışlardan uzak durması için bazı önlemler alması gerektiğine dikkat çekiyor. Tütün, alkol veya madde bağımlılıkları gibi fiziksel bağımlılıklar ile kumar ve oyun bağımlılığı gibi davranışsal bağımlılıklarda benzer şekilde beynin ödül merkezi olan dopamin sisteminin uyarıldığını belirten Bektaş, bağımlılık tedavisinin bireyin ihtiyaçlarına göre, kişiye özel olarak düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor.
İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Doğan Bektaş,
1-7 Mart Yeşilay Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada kimyasal ve davranışsal
bağımlılıklar, benzerlikleri ve nedenlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Bağımlılığı ruhsal destek almadan sonlandırmak oldukça güç
Bağımlılığın
toplumu tehdit eden bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Zuhal Doğan Bektaş, “Birey
ve toplum üzerinde pek çok açıdan yıkımlara yol açar, aile hayatını, toplumun
güvenliğini olumsuz yönde etkiler. Bağımlılıkta kişi belli bir maddeye ya da
davranışa karşı aşırı ve kontrol edilemeyen bir istek ve ihtiyaç duyar. Bu
durum kişinin hayatında bedensel, ruhsal, toplumsal,
yasal olarak olumsuz sonuçlar doğurmasına rağmen kişi kendisini bağımlı olduğu
madde ya da davranıştan alıkoyamaz. Gün içerisinde zamanının büyük kısmını
maddeyi temin etmek ve kullanmak için ya da etkilerinden kurtulmak için harcar.
Sürekli bağımlı olduğu madde ya da davranış ile zihni meşguldür. Bağımlı
kişiler, sosyal aktivitelerini, sorumluluklarını yerine getirmekte güçlük
çeker, kişiler arası ilişkilerde bağımlılık yüzünden ciddi sorunlar
yaşayabilirler. Fakat yaşadıkları tüm bu olumsuzlukların farkında olmalarına
rağmen bağımlılığı ruhsal destek almadan sonlandırmak oldukça güçtür. Bu alanda
çalışan ruh sağlığı profesyonellerinden destek alınması bu zorlu süreçte başarı
şansını arttıracaktır. Unutulmamalıdır ki bağımlılık, tedavisi mümkün olan bir
beyin rahatsızlığıdır” diye konuştu.
Tolerans gelişmesi, bağımlılığın
belirtisidir
Bağımlılığın
fiziksel ve psikolojik bağımlılık olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Zuhal Doğan Bektaş, “Fiziksel
bağımlılık, bedenin bir maddeye (örneğin alkol, uyuşturucu, nikotin) alışması
ve bu maddeyi düzenli olarak almadan normal işlevlerini yerine getirememe durumudur.
Beden, zamanla bu maddeyi kabul eder ve onun varlığını bir tür
"gereklilik" olarak algılar. Fiziksel bağımlılığın belirtilerinden
biri, tolerans gelişmesidir. Tolerans geliştiğinde kişi aynı etkiyi görebilmek
için daha yüksek dozda madde kullanmak zorunda kalır” dedi.
Alkol, kumar, teknoloji bağımlılıklarında ortak nokta: Dopamin
salınımı
Kimyasal bağımlılık
ve davranışsal bağımlılıklarda ortak noktanın dopamin salınımı olduğunu
kaydeden Zuhal Doğan Bektaş, şöyle devam etti:
“Tütün,
alkol veya maddenin içerisindeki kimyasal maddeler, beynin ödül sistemi
üzerinde etkili olur. Beyindeki ödül merkezinde hızlı bir şekilde dopamin
salınımına yol açarak verdiği haz/ödül kişinin bu kimyasalı tekrar tekrar
kullanmayı istemesine yol açar. Kumar ya da teknoloji bağımlılığı ise
davranışsal bağımlılıklar başlığı altında yer almaktadır. Davranışsal
bağımlılıklarda da aslında yine benzer şekilde beynin ödül merkezi olan dopamin
sistemi uyarılmaktadır. Kumar oynarken kişi, kazanç sağladığında ya da
teknoloji ile etkileşime girerken, örneğin sosyal medyada aldığı beğeni ve
izlenme sayısı, video oyunları, çevrimiçi alışveriş gibi durumlar kişiye kısa
süreli ve değişken zamanlı ödül almanın verdiği hazzı yaşatır. Bu durum, ödül
merkezinde alkol madde kullanımındakine benzer şekilde dopamin artışına neden
olur. Dopamin salınımının verdiği geçici haz kişiyi daha fazla ödül arayışına
iter ve bu durum tekrar eden davranışsal bağımlılıklara yol açar.”
Yoksunluk belirtileri ile baş etmede ilaç kullanılıyor
Kişinin maddeyi
kullanmadığında ise yoksunluk belirtileri görüldüğünü söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Doğan Bektaş, “Yoksunlukta hangi belirtilerin olacağı
temelde kullanılan maddenin tipine göre değişkenlik göstermekle birlikte uyku
düzeni ve iştah değişiklikleri, terleme, mide bulantısı, kas ağrıları, titreme
gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtilerin verdiği rahatsızlıklardan dolayı
kişi, tekrar madde kullanımına yönelmektedir. Yoksunluk belirtileri ile baş
etmekte kullandığımız ilaçlar hastalarımızın özellikle madde kullanımını
bıraktığı ilk haftalarda yaşadıkları zorluklara karşı destek sağlamaktadır”
dedi.
Psikolojik bağımlılıkta terapi yöntemleri etkili oluyor
“Psikolojik
bağımlılık ise kişinin bir maddeye ya da davranışa zihinsel ve duygusal olarak ihtiyaç
duyması ve arzulamasıdır” diyen Zuhal
Doğan Bektaş, “Kişi bağımlı olduğu
şeyin rahatlatıcı, ödüllendirici etkisinden haz duyması sebebiyle bir yandan da
stres, üzüntü, kaygı gibi olumsuz duygulardan kaçış sağladığı düşüncesiyle
bağımlılığı sürdürür. Yani psikolojik bağımlılık, duygusal ve zihinsel
ihtiyaçlar, kaçış arayışı ve keyif alma ile ilişkilidir. Yoksunluk
belirtilerine yol açmaz ancak kişi, madde veya davranışa dair yoğun istek ve
düşüncelerle mücadele eder. Genellikle fiziksel bağımlılığa oranla daha uzun
süre devam edebilir çünkü kişi fizyolojik bir zorunluluk hissetmese de duygusal
ve zihinsel olarak maddeyi arar. Terapi yöntemleri kullanılarak psikolojik
bağımlılık ile mücadele etmek uzun dönemde nüksleri önlemek için gereklidir”
dedi.
Bağımlılık
tedavisinin bireyin ihtiyaçlarına göre, kişiye özel olarak düzenlenmesi
gerektiğini vurgulayan Zuhal Doğan Bektaş “Kişinin tedavisi tamamlandıktan sonra da
bağımlılığın kronik bir rahatsızlık olduğu, kişinin ömür boyu bağımlılık riski
olan madde ve davranışlardan uzak durması için bazı önlemler alması gerektiği
vurgulanmalıdır. Psikoterapiler bu anlamda bağımlılık ile mücadelede oldukça
etkilidir” dedi.
Bağımlılıkla mücadele için plan yapıyor, çözüm önerileri üretiyoruz
Dr. Öğretim Üyesi Zuhal Doğan Bektaş,
“1-7 Mart Yeşilay Haftası’nda
farkındalık yaratmak adına yapılan bilgilendirmelerin kıymetli olduğunu,
bağımlılıktan uzak, sağlıklı bir yaşama dikkat çekilmesinde etkili bir rol
oynayacağını düşünüyorum. Atlas Üniversitesi bünyesindeki bağımlılık komisyonu
olarak bağımlıkla mücadele için planlamalar yapmakta, çözüm önerileri
üretmekteyiz. Ulusal ve uluslararası alanda bağımlılık ile mücadelede örnek bir
üniversite modeli olma yolunda ilerlemekteyiz” dedi.