Gelecekleri için önemli bir kararın eşiğinde bulunan üniversite adaylarının tercih döneminde heyecan, belirsizlik, umut, kaygı ve baskı gibi birçok farklı duygu yaşayabileceğini belirten İstanbul Atlas Üniversitesi’nden Uzman Klinik Psikolog Banu Dirice Karcı, bu dönemde doğru ve sağlıklı karar almanın önemine işaret etti. Üniversite tercih sürecinde kaygı ve endişe gibi duyguların yaşanmasının normal olduğunu belirten Banu Dirice Karcı’ya göre, bu duyguların normal olduğunu kabul etmek, bu duyguları bastırmak yerine onları fark etmek ve neden ortaya çıktıklarını anlamaya çalışmak gerekiyor. Gerçekçi hedefler belirlemek ve "en iyisi" yerine "adayın kendisi için en uygun olanı" aramaya odaklanması, stresi önemli ölçüde azaltmada etkili olabilir. Tercih yaparken araştırma yapmak ve bilinçli karar vermek çok önemli. Sadece puana veya popülerliğe göre değil, ilgi alanlarına, yeteneklere ve kariyer hedeflerine uygun bölümler iyi araştırılmalı.
İstanbul Atlas Üniversitesi’nden
Uzman Klinik Psikolog Banu Dirice Karcı, üniversite tercih döneminde adayların doğru
ve sağlıklı karar alması için gerekli tavsiyelerde bulundu.
?Üniversite tercih dönemlerinin
gençlerin hayatında önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydeden Banu Dirice Karcı,
“Bu dönem, yıllardır süren yoğun ders çalışma maratonunun ardından gelen bir
nefeslenme süreci gibi görünse de aslında öğrencilerin karmaşık bir duygu
fırtınası yaşadığı, geleceklerini şekillendirecek kritik kararlar aldıkları bir
zamandır. Heyecan, belirsizlik, umut, kaygı ve baskı gibi birçok farklı duygu,
tercih sürecindeki öğrencilerin psikolojisinde aynı anda var olabilir” diye
konuştu.
?Yüksek beklentiler ve gelecek
heyecanı
?Tercih döneminin en
belirgin duygularından birinin, hiç şüphesiz gelecek heyecanı olduğunu ifade
eden Banu Dirice Karcı, “Adaylar, üniversite hayatının getireceği yeni
deneyimleri, sosyal ortamı ve akademik başarıları düşleyerek büyük bir heves
duyarlar. Hayallerindeki mesleğe bir adım daha yaklaşma fikri, onları motive
eden en güçlü faktörlerden biridir. Bu dönemde birçok öğrenci, kariyer
hedeflerini somutlaştırma ve bu hedeflere ulaşmak için atacakları ilk adımı belirleme
konusunda büyük bir isteklilik içindedir” dedi.
?Belirsizlik ve kaygı,
uyku düzeninde bozulmaya yol açabilir
?Heyecanın yanı sıra
belirsizlik ve kaygının da bu dönemin ayrılmaz parçası olduğunu kaydeden Uzman
Klinik Psikolog Banu Dirice Karcı, “Adaylar, doğru bölümü seçip seçmedikleri,
üniversitenin beklentilerini karşılayıp karşılamayacağı, hatta üniversiteye
yerleşip yerleşemeyecekleri gibi pek çok soruyla mücadele ederler. Özellikle
sıralamalarının ve puanlarının hangi üniversiteye yeteceği, istedikleri bölüme
girebilme ihtimalleri, tercih listelerini oluştururken onları en çok düşündüren
konulardır. Bu belirsizlik, uyku düzeninde bozulma, iştah değişkenlikleri
(yemede artış veya azalma), konsantrasyon güçlüğü gibi fiziksel ve psikolojik belirtilere
yol açabilir” uyarısında bulundu.
Kıyaslanma kaygı
seviyelerini artırabilir
?Tercih döneminde adayların üzerindeki
aile ve çevre baskısının da göz ardı edilemez bir faktör olduğunu söyleyen Banu
Dirice Karcı, “Ailelerin iyi bir gelecek hayaliyle çocukları üzerindeki
beklentileri, bazen öğrencilerin kendi istek ve yeteneklerinden uzaklaşmasına
neden olabilir. ‘Komşunun çocuğu X bölümünü kazandı’, ‘Y mesleği çok para
kazandırıyor’ gibi söylemler, adayın karar alma süreçlerini olumsuz
etkileyebilir ve içsel çatışmalar yaşamasına yol açabilir. Bu baskı, adayların kaygı
seviyelerini artırarak doğru tercih yapmalarını zorlaştırabilir” dedi.
Karar yorgunluğuna dikkat!
?Bu dönemde üniversite
adaylarının mümkün olduğunca bilgi toplamak istediğini kaydeden Banu Dirice Karcı,
“Üniversitelerin tanıtım materyallerini inceler, kampüsleri ziyaret eder,
akademisyenlerle ve mevcut öğrencilerle konuşarak akıllarındaki sorulara yanıt
ararlar. Bu yoğun bilgi akışı, bir yandan karar verme süreçlerine yardımcı olsa
da diğer yandan karar yorgunluğuna yol açabilir. Çok fazla seçenek ve çok fazla
bilgi, öğrencilerin kafasını karıştırabilir ve doğru kararı vermekte
zorlanmalarına neden olabilir” dedi.
Her öğrencinin tercih süreci
kendine özgüdür
?Üniversite tercih döneminin
öğrencilerin sadece akademik olarak değil, psikolojik olarak da olgunlaştığı,
kendilerini keşfettikleri ve geleceklerine yön verdikleri bir süreç olduğunu
ifade eden Uzman Klinik Psikolog Banu Dirice Karcı, “Bu dönemde öğrencilere
rehberlik etmek, onların duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve doğru bilgiyle
destek olmak büyük önem taşır. Unutulmamalıdır ki her öğrencinin süreci kendine
özgüdür ve bu karmaşık yolculukta onlara empatiyle yaklaşmak, en sağlıklı
kararları almalarına yardımcı olacaktır” dedi.
Adaylar, bu önerilere kulak
verin!
?Üniversiteye girişin bir
sonuç değil, bir başlangıç olduğunu belirten Banu Dirice Karcı, “Önemli olan,
bu yolculukta kendinize iyi bakmak, ruh sağlığınızı ön planda tutmak ve
geleceğinize doğru adımlar atarken bilinçli ve sağlıklı kararlar vermektir.
Hepinize bu süreçte başarılar dilerim! Kendinize güvenin ve hayallerinizin
peşinden gidin!” diyerek bu süreçte adaylara önerilerini şöyle sıraladı:
?1. Duygusal Farkındalık
ve Kabul: ?Tercih dönemi, belirsizliklerle dolu olduğu için kaygı, endişe,
hatta bazen korku gibi çeşitli duyguları beraberinde getirebilir. Bu duyguların
normal olduğunu kabul etmek ilk adımdır. Unutmayın bu süreci yaşayan herkes,
benzer duyguları deneyimleyebilir. Önemli olan, bu duyguları bastırmak yerine
onları fark etmek ve neden ortaya çıktıklarını anlamaya çalışmaktır.
?2. Gerçekçi Hedefler Belirlenmeli:
?Mükemmel bir üniversite veya bölüm beklentisi içine girmek, sadece hayal
kırıklığına yol açabilir. Her tercihin artıları ve eksileri olduğunu unutmayın.
Gerçekçi hedefler belirlemek ve "en iyisi" yerine "sizin için en
uygun olanı" aramaya odaklanmak, stresinizi önemli ölçüde azaltacaktır.
Başarı sadece üniversiteye girmekle sınırlı değildir; önemli olan seçtiğiniz
alanda mutlu ve başarılı olmaktır.
?3. Bilinçli Karar Verme
ve Araştırma: ?Tercih yaparken araştırma yapmak ve bilinçli kararlar vermek
çok önemlidir. Sadece puanlara veya popülerliğe göre değil, kendi ilgi
alanlarınıza, yeteneklerinize ve kariyer hedeflerinize uygun bölümleri
araştırmalısınız. Üniversitelerin ders programlarını, kampüs olanaklarını,
sosyal yaşamlarını ve mezuniyet sonrası kariyer imkanlarını inceleyin. Ne kadar
çok bilgi sahibi olursanız, karar verme süreciniz o kadar sağlıklı olur.
?4. Destek Sistemlerini
Kullanma: ?Bu süreçte yalnız değilsiniz! Aileniz, arkadaşlarınız,
öğretmenleriniz ve rehberlik danışmanlarınız size destek olmaya hazırdır.
Duygularınızı ve endişelerinizi onlarla paylaşmaktan çekinmeyin. Onların
deneyimlerinden ve fikirlerinden faydalanın. Bazen sadece konuşmak bile
üzerinizdeki yükü hafifletebilir. Üniversitelerin tercih danışmanlığı
hizmetlerinden de faydalanmayı düşünebilirsiniz.
?5. Sosyal Medya ve Dış
Etkenlerin Yönetimi: ?Sosyal medyada gördüğünüz "mükemmel"
hayatlar veya başkalarının tercihleriyle ilgili yorumlar sizi olumsuz
etkileyebilir. Unutmayın, herkesin hikayesi farklıdır. Dış etkenlerin
üzerinizdeki baskısını en aza indirmeye çalışın.
?6. Kendine Zaman Ayırma
ve Hobilere Devam Etme: ?Tercih süreci ne kadar yoğun olursa olsun,
kendinize dinlenmek ve rahatlamak için zaman ayırmayı unutmayın. Sevdiğiniz
hobilerinize devam edin, spor yapın, doğa yürüyüşleri yapın veya
arkadaşlarınızla vakit geçirin. Zihinsel olarak dinlenmek, daha net düşünmenizi
ve daha sağlıklı kararlar vermenizi sağlayacaktır.
?7. Profesyonel Yardım
Almaktan Çekinmeme: ?Eğer tercih süreciyle başa çıkmakta zorlanıyor, yoğun
kaygı veya depresyon belirtileri yaşıyorsanız, profesyonel yardım almaktan asla
çekinmeyin. Bir psikolog veya psikiyatrist, bu süreçte size rehberlik edebilir
ve duygusal dengeyi sağlamanıza yardımcı olabilir. Bu bir zayıflık belirtisi
değil, aksine kendinize verdiğiniz değeri gösteren güçlü bir adımdır.